"Kişisel benliğini öldüren Bakunin ateşte görür kendisini, yıkmayacağı bir devlet, bir sistem yoktur, bütün sistemler imhâ edilmeyi beklemektedir; yazgılarıdır bu. Anarşist bir sistem bile Bakunin’in tutkusu karşısında fazla yaşayamaz, o da imhâ edilecektir, hem de Bakunin’in kendi eliyle. Dinmeyen, susmayan bir enerjidir bu."
→ Devamını Oku ..."Eskiden insanlar dağlara tapıyorlardı ya da en azından orayı, yüce tanrılarının kaldıkları, yaşadıkları bir yer olarak hayal ediyorlardı. Merou dağının kuzeyinde ve batısında, Hindistan’ın tanrılarının anlı şanlı bu muhteşem tahtı, medeniyetin, her dönemi göğün efendilerinin bir araya gelip toplandığı, ulusların yaşamı ile ilgili olağanüstü mitolojik olayların cereyan ettiği diğer kutsal tepelere göre değerlendirilip ölçülebilir."
→ Devamını Oku ...Oğlan-ı Mabad kelimesi size garip gelmiş olabilir. Bundan dolayı kelimenin ne olduğundan ve ne olmadığından bahsederek başlamak zannımca daha doğru olur: Hem sıfat hem de isim olan kelime Heidegger’in Desein’i gibi bir içeriğe sahip bir kelime değildir; görüldüğü gibi Osmanlıcadır.
→ Devamını Oku ...“Kitap için, doğrudan, felsefi bir akımın tüm detaylarıyla açıklandığı bir eser demek yanlış olur. Bunun yerine çeşitli kavramların/terimlerin üzerinden yazarın Hiç’likle hesaplaşması ya da onu irdelemesi üzerine kurulu bir parçalanmış Hiç’lik duygusunun sesi diyebiliriz.”
→ Devamını Oku ...“insan özgürlüğü ve demokrasinin üzerine titreyen insanlar arasında belli bir endişe ortaya çıkmıştır. Planlamanın hepten tüketici bir güç olup olmadığını soruyorlar. Planlamanın gücüne üç çeşit sınır koymaya çalışıyorlar. Bu sınırlar, (a) esnek planlama, (b) sınırlı planlama sistemi, ve (c) planlama kurumunun devletten ayrılması (kısaca, genelde özgürlük ile sosyalizmin uzlaşması denen şey) tarafından temsil ediliyor.”
→ Devamını Oku ...