1. Şiddetin Hristiyan Anarşist Eleştirisi: Öbür Yanağını Çevirmekten, Devletin Reddine… – Alexandre J. M. E. Christoyannopoulos

0
4434

Yıllar olur ki bu topraklarda şiddetin yaratıcılığına ve yenibir dünyanın kurulmasına yapacağı katkılardan hareketle güzelliğine övgülerde bulunulur. “Radikal” toplumsal hareketlerin, grupların, illegal örgütlerin ve örgütlenmelerin esasen kayıt koyar gibi yaptıkları şiddetin kullanılmasına dair mazeretlerinde onu var etme nedenlerine meşruiyet kazandırıldığı aşikardır. “Radikal”liğin kıstası yaygın olarak sisteme karşı silahlı ya da şiddet kullanılarak etkide bulunma olarak anlaşılmaktadır. Radikalliğin meşakatli bir direniş ortaya koymak ve sistemi manevi ve maddi olarak yok edip yeni bir dünya kurmak olarak anlayanlar için elbette bu problemli bir kavrayıştır. Devlet’in şiddet tekelini eline alıp bunun meşruiyetini yaygın bir kabul haline getirmesinden öte Kültür olarak silah ve şiddet günlük yaşamın her alanında; sokakta, evde, iş’te ve en önemlisi bireylerin dış ve iç dünyalarında kabul gören bir fenomendir.

Anarşistler düşünsel olarak şiddetin meşruiyetini sorguluyor olmakla beraber (tarihlerinde bundan azade olmadıklarını da biliyor olmakla beraber) anarşist düşüncenin/eylemlerinin tarihi’nin bir bakıma şiddetsizlik tarihi, şiddetsiz bir direniş tarihi olduğunu da bilmelidirler. Büyük bir talihsizlik olarak anarşizm yeni bir dünyanın kurulması mücadeleleri içerisinde yaygın olarak terörizm ve şiddetle özdeşleşmiş bir akım olarak – kimi anarşist gruplar ve bireyler dahi böyle düşünmektedir – bilinmektedir. İşte bu algılamaya karşı olarak, aşağıdaki çeviri metin anarşizmin bir çeşidi olan ve oldukça yaygın bir hareket olan Hrıstiyan anarşistlerin düşünsel olarak şiddete nasıl baktıklarını ve hangi argümanlarla bu kısır döngüye müdahale etmek gerektiğini tartışmaktadır.

Bu metin aynı zamanda Tolstoy’dan Ellul’a bilinen ve Türkiye’de bilinmeyen Hrıstiyan Anarşistlerin şiddete dair düşüncelerinin karşılaştırmalı bir özeti olarak da okunabilir ve halen devam etmekte olan şiddet tartışmalarına şiddetsizlik savunucularının bir sesi olarak devreye girerse işlevini yerine getirmiş olur.

Alişan Şahin

Şiddetin Hristiyan Anarşist Eleştirisi: Öbür Yanağını Çevirmekten, Devletin Reddine…

Alexandre J. M. E. Christoyannopoulos

Özet

Hz.İsa’nın “Dağdaki vaaz”sını bir çok hristiyan, Hristiyan mürit ve Hrıstiyan cemaate Hz. İsa’nın mesajlarının canlı bir özeti olarak görünür. Tolstoy, Jacques Ellul, Michael Eliot, Dave Andrews ve diğer başkaları için Hz. İsa’nın şiddet üzerine en yakıcı cümlelerini içermektedir – O’nun çağrısı kötüye direnme, öbür yanağını dön cümlesidir. Bu cümle ve onların tartıştıkları Devletin şiddeti kullanmasında olan teorik ve pratik olan tartışmalı tekelinin kınanması için somut bir uygulama olabilir. Bu makale bu radikal politik tesvirlere bir bakış sunmaktadır. Bu, o’nun söylediklerindeki politik manayı illüstre edip altını çizerek ve Hz. İsa’nın dediklerinin karşılıksız bir pasiflik değil, maksatlı bir reaksiyon olduğunu  göstererek başlar. Bu hristiyan anarşistlerin insanlığın uzun yıllardan beri yakalanmış olduğu şiddet sarmalını görerek, detaylı bir düşünümle ayrıntılandırdıklarını ve temellendirdiklerini – Hz. İsa’nın taraftarlarına çağrısı misilleme yasasının üstüne çıkmaktır –  ve onlar Hz. İsa’nın bundan dolayı neden radikal bir metod önererek bunun üstesinden gelmeyi hedeflediğini  açıklar. Makale Modern Devletin reddinin neden bir mantıksal uygulama olarak ele alındığının belirginleştirilmesi ile son buluyor. Kısacası, bu makale hristiyanlığın özünde Anarşizmin (şiddetsizlik) bir formunun uygulanımını hristiyan anarşistler açısından gösterilmesini amaçlamaktadır.

Sunuş

Hz. İsa’nın “Dağdaki Vaaz”ı anarşist olsun, olmasın bir çok hristiyan tarafından o’nun mesajlarının canlı bir özeti olarak görülür. Augustine bunu “hristiyan yaşamın mükemmel bir standardı”, Hans Küng “hristiyan etiğin çekirdeği”1 olarak açıklar. Hristiyan anarşistler bunla hemfikirdirler2. Dave Andrews, “Dağdaki Vaaz”ı, “Hz.İsa’nın ilkelerinin bir özeti”3 olarak görür. Leo Tolstoy için de Dağdaki Vaaz “bir öğretinin en uygun özeti”dir: “Hiç bir yerde Hz. İsa böyle temiz ve saflıkla konuşmaz; Hiç bir yerde de bu denli ahlaklı, temiz ve anlaşılabilir kurallar doğrudan her insanın gönlüne tatbik edilerek bildirilmez; Hiç bir yerde de basit insanların çeşitli olan kalabalığına böyle hitap etmez”4.

Aynı zamanda, Archie Penner’in vurguladığı gibi, Dağdaki Vaaz, özellikle Hz. İsa’nın aşk ve direnmeme üzerine konuştuğu bölümlerde, “Yeni Ahid’deki en keskin yorumsal mücadele alanıdır”5. İşte bundan dolayıdır ki bir çok hristiyan anarşist kimi zaman oldukça uzun bir şekilde de olsa, Hz. İsa’nın vaazda dediklerin yorumlarlar. Bu makalenin maksadı bu dağınık yorumları bir yorumda, Dağdaki Vaaz’ın tefsirini hristiyan anarşist bir kapsam altında toplamaktır.

Alimler sıklıkla Matta incil’indeki uzun olanıyla Luka incilindeki daha kısa olanın paralelliğine vurgu yaparlar6. Bu iki vaazın aynı olayı anlatıp anlatmadığına dair tartışma gene de bu makalenin görüş alanının dışına düşmektedir. İçerikleri bayağı benzerdir. Matta’nın uzun versiyonu Luka’nın içerdiklerini kapsar ve bu kapsamadır ki hristiyan anarşistleri alakadar etmiştir, bu makale hristiyan anarşist düşünürleri Dağdaki Vaaz’a oldukça derin bir şekilde yoğunlaşmalarına neden olmuştur.

Geleneksel Hristiyan kökenden gelmiş okurlara bu hristiyan anarşist yorumların çoğunlukla bu paragrafların klasik tefsirinden daha farklı geleceği aşikardır. Hristiyan anarşistler gene de bu aykırılığı, en iyisiyle, masum yanlış okumaya ve en kötüsüyle,  kurumsallaşmış yorumcuların kasti düzenbazlıklarına atfederler. Bundan dolayı hristiyan anarşistler bu geleneksel yorumları bilinçli bir şekilde by pass eder ve kendi tefsirlerinde sadece kutsal kitabı temel alarak yapmaya çalışırlar7. Örneğin Tolstoy kendisini Hz. İsa’nın öğretisinde “yeni bazı şeyleri için bazı anlamlar araştırma gibi garip bir durumda” bulduğunu açıkça itiraf eder. Bu makale metnin saf bir hristiyan anarşist okumasını sunma maksadıyla geleneği gözardı ederek hristiyan anarşistleri izler8.

Bu makalede hristiyan anarşist düşünce, hristiyan anarşist tezleri anlatan tüm tezler hakikaten en olgunlaşmış ve boyutlu olanların dahil edilmesi ile anlatılmıştır. Bu tarz yazılardan en ünlüsü hiç şüphesiz Leo Tolstoy’unkilerdir. Akademik literatürde anarşizme dair hristiyan anarşizm örneği sıklıkla ondan alıntılarla yapılanlardır. Bunlardan en tutkulusu olan Jacques Ellul oldukca ünlüdür ve insanlar tarafından genellikle Vernard Eller ve Dave Andrews de iyi bilinirler. İyi bilinenlerden bazıları Katolik İşçi Hareketinde(özellikle Amerika’da popülerdir) faaliyet gösteren insanlardır ki  bu şahsiyetler Dorothy Day, Peter Maurin, ve Ammon Hennecy’dir. Katılımcılarının sınırların ötesine geçen katkılarıyla, belkide hristiyan anarşist olmayan ya da hristiyan anarşizmin fanatik savunuru olmayan (mesela hayatlarının kısa bir döneminde anarşist makaleler yazan),  daha doğrusu pasifist olarak kategorize etmenin daha doğru olacağı ya da daha çok katı anarşist olmaktan öte hristiyan yıkıcılar olan fakat yazıları ile hristiyan anarşistlere övgüler sıralayan insanların katkıda bulunduğu, 1980’lerin sonlarında İngiltere’de yayınlanan  A Pinch of Salt (Bir Tutam Tuz) kısa yazılarla birlikte hristiyan anarşist literatürü oldukça zenginleşmiştir. Burada yeralan yazarların bir kısmı Peter Chelčický, Nicholas Berdyaev, William Lloyd Garrison, Hugh Pentecost, Adin Ballou, Ched Myers, Michael Elliott, William T. Cavanaugh, Jonathan Bartley gibi kişilerdir9. Sonuç olarak, hristiyan anarşizm içinde James Redford ve James Kevşn Crieg gibi anarko-kapitalist olanlarıda vardır. Bu makale bu düşünür ve yazarlara dair değildir fakat bu makalenin konusuna dair uygun olan, onların savundukları fikirlerin özünü esas alacaktır10.

Klasik bir Hristiyan anarşist düşünür olan Tolstoy için  Dağdaki Vaaz çok özel bir yere sahiptir. Tolstoy yıllarca derin varoluşsal krizlerle boğuştu. Dağdaki Vaaz’ın bazı özel ayetlerini düşünmekte iken “Hz. İsa’nın öğretilerinin net bir muhakemesine” ulaştı ve “daha önceleri karmaşık olan bir çok şey netlik kazandı”11. Bu kavrayış o’nun varoluşsal acılarına bir açıklama getiriyordu. Bu  Hz. İsa’nın öğretisinin özünü ona açık kıldı ve hristiyanlığın bu kavranışından temel alarak Devlet ve Kilise’ye şiddetli saldırılar yapmaya başladı12. Hristiyanlığın anahtarı olarak gördüğü bu ayetler Hz. İsa’nın taraftarlarına kötüye direnmeyip, onun yerine öbür yanağını dönmelerini salık verdiği ayetlerdir.  Diğer Hristiyan anarşistler bu ayetlere Tolstoy kadar fazla dikkat çekmezler fakat Dağdaki Vaaz’da gördükleri tamamen Hz. İsa’nın öğretisinin yaşayan vurgusu ve oradaki sevgi ve bağışlayıcılıktır. Bir çokları Dağdaki Vaaz’ın bir tasarı, bir manifesto ve otantik bir cemaat için olduğu konusunda hemfikirdir. Ve bunların herbiri kötüye direnme paragrafını hristiyanlığın mutlak özü olarak görmese bile, hristiyan anarşistlerin çoğunluğu Tolstoy’un bu paragrafın tefsirinden hareketle geliştirdiği insan toplumlarının analizini benimserler.. Bunun üstüne, onları anarşist bir sonuca vardıran, devlete karşıt olarak, Hz. İsa’nın merhamet ve aşk üzerine olan radikal öğretisini kavranması olarak devletin eleştirilmesi, bir çok Hırıstiyan anarşist için başlangıç noktası değildir13.

Bundan dolayı Dağdaki Vaaz’da  irdelenecek en önemli paragraf Hz. İsa’nın taraftarlarına direnmemeye dair çağrı yaptığı paragraftır. Hz. İsa’nın taraftarlarına söylediği bu yönerge Matta incil’inin beşinci bölümünün otuzsekizden kırkiki numaraya olan  ayetlerdir .

38. Göze göz, dişe diş denildiğini duydunuz.

39.Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin14. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbürünü de çevirin.

40.Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin.

41.Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün.

42.Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyenden yüz çevirmeyin15.,

Bu makalenin bölümleri Hristiyan anarşistlerin (ve seçilmiş pasifistlerin) yorumlarının esas kümelerini bu ayetlerle bağlantılı olarak detaylandırmaktadır. Hz. İsa’nın direnmemeye dair üç örneğine yakın plandan bakarsak bunların neden politik olarak anlamlı olduğunu göstermekte olduğunu da görürüz. İkinci bölüm Hz. İsa’nın istemlerinin yanıtsız pasiflik değil fakat çok amaçlı reaksiyon olduğu görüşünü sunmaktadır. Üçüncü bölüm Hz. İsa’nın taraftarlarına misilleme kanununun üzerine çıkmalarına çağrısını göstermekte  ve bundan dolayı Hristiyan anarşistlerin şiddet sarmalına dair düşüncelerini tartışarak dördüncü bölüme zemin hazırlamaktadır. Ve beşinci bölüm Hz. İsa’nın onun üstesinden gelmek için önerdiği metodun neden Hristiyan anarşistlerce benimsendiğini açıklamaktadır. Altıncı ve son bölüm bundan evvelki tefsirlerin neden Hristiyan anarşistleri kendi anarşizmlerine, Devlet’in eleştirisine getirdiğini netleştiriyor. Diğer paragrafların Hristiyan anarşist yorumları ( Romans 13 ve “sezarın hakkı sezar’a” da dahil olmak üzere), daha derin tahlil ve daha fazla  Hristiyan anarşist tartışma temaları için, bkz. Hristiyan Anarşizm: İncil üzerine Politik bir Yorum(Christian Anarchism: A Political Commentary on the Gospel.)16

Hz. İsa’nın Üç İlüstrasyonu

Michael Elliott ve Walter Wink Hz. İsa’nın görüşlerini göstermek için O’nun üç kısa illüstrasyonunu tek tek yorumlarlar. Bunların bu bağlamlara yabancı kalanların tesvirleriyle kaybedilen birincil olan politik yan anlamları vardır.

İlk ilüstrasyonda Wink “ neden sağ yanak?” diye sormakla başlar. Ardından açıklar: “ Sol el temiz olmayan eller için kullanılır” ki saldırgan sağ elini kullanmış olmalıdır. Fakat bu durumda “ birinin sağ yanağa, sağ elle vurmasının tek yolu vardır. Bu da elin tersi ile vurmuş olmasıdır”17. Bu bağlamda “ doğrudan bir hakaret”, bir aşağılamadır. Elliot farklı bir açıdan da olsa benzer sonuca varır18. Şöyle yazar: “ özellikle başka birilerinin önünde, birinin yüzüne tokat atma, özellikle ortadoğu’da o zamanlarda – bugün de olduğu gibi – kurban için onurunu kaybetmek anlamına gelir”19. Hz. İsa, Wink ve Elliott’un gördüğü gibi, takipçilerinin bir aşağılama durumunda,  fark edecekleri, birinin şeref ve onurunu kurtarmak için zorlayıcı ve aşağılanmaya bir yanıt olarak uygun bir çağrı – özellikle toplum içerisinde –  tasvir etmekteydi20.

Hz. İsa’nın önerdiği yanıt her halükarda bölge insanının beklentilerinin tersinedir. Elliott’a göre Hz. İsa’nın söylediği “ misilleme yapma. Düşmanının davranmanı beklediği şekilde bir tavır gösterme. Sana saldıranın beklemediği bir şekilde bir tavır, tam aksine bir davranış göster”21. Bundan hareketle yüzünün öbür tarafını dönmekle “şiddet sarmalı beklenmedik şekilde engellenmiş olur22”. Elliott’a göre “bu durum başlattığı sürecin kontrolünde olmadığını anlayan saldırganı şaşırtır”23. O hakikaten de silahsızlandırılmıştır. Benzer şekilde Wink, öbür yanağını çevirmek “baskıcı’nın gücünü çalar”der. Bu ise saldırganı “kurban’ın “eşit bir insan”24  olduğunu düşünmeye zorlar. Elliot ve Wink’in her ikisi de bu ilk önermede  Hz. İsa’nın şaşırtıcı yanıtının saldırganı güçsüzleştirdiğini ve kurban’a farklı bir gözle bakmaya zorladığını kabul etmektedirler.

Elliott ve Wink, Hz. İsa tarafından önerilen diğer iki yanıtta da benzer bir yaklaşım içindedirler. İkincisinde, davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin yanıtı, elinizde var olanın fazlasını vermeye dikkat çeker. Sonuçta kurban çıplak kalacaktır. Fakat Elliott bu bağlamda çıplaklığın rahatsızlık verici olduğunu ve cemaatin bu çıplaklığı uygulayan kişiyi gerçek suçludan daha fazla suçlayacağını tartışır25. Aynı şekilde Wink, bu çıplaklığın toplumsal ve yasal sisteme karşı “şaşırtıcı bir protesto” olarak kaydedileceğini; “tüm sistemin” bundan dolayı “alenen maskesini düşüreceğini”, bu maskenin düşmesinin “ belkide hayatında ilk defa alacaklıya anlayabileceği ve eyleminin nelere neden olduğunu ve tövbe için bir şans sunduğunu” 26tartışır. Ve tekraren, Hz. İsa’nın bu önerisi, bu durumda adaletsiz yasal sisteme karşı “baskı altında olanın güçlendirilmesi için  stratejik ve pratik” öğüttür27.

Üçüncü önermeye gelirsek, Elliott ve Wink’in her ikiside Hz. İsa’nın kurumsal askeri uygulamalara bir gönderme yaptığında aynı fikirdedirler. Burada asker bir sivili, o’nun paketini bir mil taşımaya zorlar28. Bir kere daha Hz. İsa’nın önerisi askerin “dengesini kaybetmeye”, “yanıtının öngörülebilirliğinin” mahrumiyetine terk eder29. Elliot bunun “genellikle yapılması istenilenin iki katını yapmak “ kurbanın kendisinin belirlediği boyutlarda bir yol kat ederek bir güç talebi” ile “ otoriteyi yıkmanın bir yolu” olduğunu tartışır30. Ve tekraren; Hz. İsa’nın direnmeye dair önermesi, o’nun çağının toplumunun bir eleştirisi ve sezgisel karşı yanıtla kurbanın güçlendirilmesine çalışma olarak tatbik edilmelidir.

Elliott bu üç önermenin Hz. İsa’nın takipçilerine karşı düşmanlarının çoğunlukla kullandıkları “üç stratejiyi” kapsadığını tartışır. Bunlar herbirinin “şiddetin bir formu ile doğrudan ilişkili” olan “fiziksel şiddet, yasal sistemin manipülasyonu ve güya-askeri seçenek”tir31. Elliot’a göre, bundan hareketle,  Hz. İsa’nın örneklerinin doğrudan politik anlamı vardır. Bunlar politik bağlam içerisinde üç çeşit tipik şiddeti gösterirler ve ona karşi üç beklenmedik yıkıcı fakat şiddetsiz yanıtı da…

Hedefli bir Tepki

Bundan öte, önemli bir nokta, hristiyan anarşistler (ve pasifistler) Hz. İsa’nın direnmeme önerisinin tamamen eylemsiz ve kötüyü kabullenmekte rahatsız olamadıkları anlamına gelmediğini tam tersine Hz. İsa’nın üç net örnekte gösterdiği bir yanıt – çok özel ve stratejik bir yanıt – verdiğini özellikle vurgulamakta hassastırlar. Burada hristiyan anarşistler arasındaki tartışmalarda ne çeşit direnişlerin yasaklandığı ve ne çeşit eylemlere izin verildiği gibi sorulara verilecek cevaplar bakış açılarına göre değişiklik gösterir: belli bir çeşit kötülüğe karşı direniş ile mi,  kötülüğe karşı kötülük ile mi ya da tüm direniş biçimleri ile mi? Bu çok önemli farklılıklar başka yerlerde detaylıca tartışılmıştır32. Burada üzerine dikkat çekeceğimiz sey  Hz. İsa’nın bir hedef ve belirli bir tarzda yanıt yoluyla direnmemeyi önermiş olduğudur.

Örneğin, hristiyan anarşist olmayan fakat bir pasifistten daha fazla biri olan Wink yunancadan hakiki bir çevirinin bir çok hristiyanın korkakca kabul ettikleri “pasif ve silik kalite” önermediğini, fakat Hz. İsa’nın konuşmalarının “tartışmasız simdiye kadar beyan edilmiş en devrimci politik ifadeler” olduğunu söyler33. O, “mahkeme çevirmenleri”nin “şiddetsiz direnişi uysallık”a dönüştürdüklerini ve  “diren” kelimesinin “hakiki çeviri”sinin “şiddetli isyan, silahlı başkaldırı ve sert kavga” olduğunu söyler. Bundan dolayı Wink’e göre, Hz. İsa demekteydi ki: “kötü’ye (ya da, sana kötülük yapana) dönüp aynıyla yanıt verme. Darbe’ye darbe ile yanıt verme. Şiddet’e şiddetle misilleme etme”. Wink devamen, “Hz. İsa Romaya karşı bir savaşçı/direnişçi den daha az muhalefet etmiş biri değildir. Aralarındaki farklılık sadece o kötülüğe maruz kalan bir kişinin bu (kötülüğe ç.n.) karşı nasıl bir yöntem kullanması gerektiğine dairdir.” Kötü’ye karşı üç mümkün yanıt biçimi vardır: pasif “kaçış”, şiddetli “savaş”  ya da “militan şiddetsizlik”34. Wink’e göre, yunanca fiilin doğru çevirisi Hz. İsa’nın ilk iki opsiyonu değil de üçüncüyü göstermektedir. O eylemsizliği değil fakat çok radikal tipte bir tepkiyi vaaz etmektedir35.

Durumu belkide en iyi hrıstiyan anarşizmle pasifizm arasında birleşme noktası olarak açıklanacak Adin Ballou, Wink ile benzer düşüncededir. Hz. İsa’nın örneklemeleri temelinde, Hz. İsa’nın yasakladığı kesin direniş tipi “yaralamaların doğabileceği yolla kişisel yaralanmaların olacağı direniş”tir36. Bundan dolayı o, direniş kelimesini “geniş bir anlamda” değil  fakat “Hz. İsa’nın yasakladığı anlamda kesin olarak” anlamak gerektiğine inanır. Bu sonuçta “kötüye mevcut tüm yollarla direnilmelidir fakat asla kötü ile karşılık vererek değil”37. Wink ve Ballou’nun ikisinde de, bundan dolayı, Hz. İsa’nın önerileri zorunlu politik direniş olmayan  fakat şiddeti ve kötülüğe kötülük ile yanıt vermeyi yasaklamak olarak yorumladıkları göze çarpar.

Ama tüm bu kadar şeyden sonra klasik hristiyan anarşizmin geleneksel örneği Tolstoy bazı zamanlar onlarla aynı fikirde değil görünür. Onun incil versiyonunda Hz. İsa “ Kötüye karşı, kötülükle savaşma ve sadece kesinlikle hukukta bir öküze karşı bir öküz, bir köleye karşı bir köle, bir yaşama karşı bir yaşam fakat kesinlikle kötüye direnme” der.38 O direniş kelimesini mümkün olan en geniş manada yorumluyor gibi görünür. Bu yolla okunduğunda, Hz. İsa’nın önerdiği yanıt hiç bir direniş biçimini kabul etmez. Ama Tolstoy başka bir yerde,Hz. İsa’nın “Siz kötüyü kötü ile yıkmak istiyorsunuz fakat bu mantıksızdır. Belki de size kötülük yapan bir kötü yoktur.” dediğini söyler.39 Bu sefer, Tolstoy bir kötü tarafından bozulmamış bir direniş formu, olduğunu söylemek istemektedir gibi görünür. Kendisi Hz. İsa’nın öğretisini yorumlamada bütünüyle tutarlı görünmüyor. Bazen Hz. İsa’nın emirlerini, tüm direniş formlarını yasaklamak olarak yorumlar; bazen de sadece şiddetli direnişi yasaklamak olarak. Bu önemli konular başka yerlerde de tartışılmıştır.40

Burada dikkat edilesi nokta, bu ayetlerde ne çeşit bir tepkiye izin olduğuna dair pasifistler ve hrıstiyan anarşistler arasında bir uzlaşma olmamasına rağmen, Tolstoy’da dahil onların hepsinin, hristiyan yanıtın çok gerçek ve çok radikal tepki olduğu konusunda ısrarlı olduklarıdır. Bartley’in sözleriyle “şiddetsizlik, eylemsizlik anlamına gelmez. Fakat gerçek anlamı yaptığımız eylemlerde şiddet uygulayan olmamaktır”41. Bundan dolayı, Elliott memnundur, Hz. İsa’nın sunduğu gerçek strateji direnmemeye ve taleplerin elde edilebilmesi için yapılacalardan daha fazlasını yapmaya bağlıdır42.  Bu, hakiki, hedefli, taktiksel bir tepki ve bir eylem biçimidir.

Lex Talionis’in (Misilleme yasası) Ötesinde

Bu ayetlerde Hz. İsa bir çeşit radikal tepkiyi belirtmekte ve açıklamaktadır.  Bu radikal yanıt, ki Hz. İsa’nın başlangıç cümlelerinde birleştirilmiştir (denildiğini duydunuz […]Ama ben size diyorum ki…), onun politik bağlama dair bazı şeyleri onaylamamasına uygulanır. Bazı şeyler hrıstiyan anarşistler için  hristiyan olmayan toplumların adalet mekanizmalarında miras alınan şiddet sarmalıyla özellikle eski ahit’te kabul edilmekte olan misilleme yasası lex (ya da jus) talionis’le alakalıdır.

Ilk önce, herşeye rağmen, Les Talionis’in sınırsız şiddet için bir sertifika olmadığını not etmek gerekmektedir. Penner, Hz. İsa’nın gönderme yaptığı Eski Ahid’de “prensiplerin açıklanması anlamına gelmekte olan bu ifade kelimesi kelimesine medeni ve ceza hukukunun bazı alanlarına dayanmakta olduğunu” ve bundan dolayı karşılıklılık temeline oturan “idare hukukunu” amaçladığını açıklar43. Penner, “yanlışı düzeltmek için mümkün olduğunca misilleme düşüncesi”nin maksadı “suç ve günahı control altına almak ve yahudiler arasında medeni düzeni inşa etmek” olduğunu açık kılar ve bundan dolayı “yasak, bugün sıklıkla kullanıldığı anlamda özel ve kinle intikam alma pratiğine izin vermek değildir”44. Lex Talionis’in ardındaki fikir “adalete temayül ve cezalandırmaları bir temele bağlı olarak sınırlama”, ve misillemeyi meşrulaştırmadır45. Eşit derecede önemli olan, gene de, bu misillemenin “doğru” ve “ adil” seviyesi, alternatif bir çözüme ulaşmak için bir dayanak olarak iki tarafça kabullenebilirliğidir: “Adil” ve “Hak”lı bir telafi seviyesi… Lex Talionis bundan dolayı ya cezalandırıcı (saldırganı cezalandıran) ya da onarıcı ( saldırganca ödenecek bir tazminat) temelinde adalet sağlar46. Penner’in işaret ettiği bu prensipler sadece Hz. İsa zamanında değil, bugün bile “medeni ve ceza hukuğu”nun temeli olarak kullanılmaktadır47.

Yukarıdaki ayetlerde, gene de, Hz. İsa taraftarlarına haksızlığa uğranıldığında “yasal ya da zor yoluyla öc alma ve telafi için çalışmamalarına” çağrı vardır48. “sınırlandırılmış misilleme olmamasının, Dünya’yı acımasız öfke sarmalına yakaladığını” tartışır Andrews; Tanrı insanoğluna aşırlığa karşı olunmasını emretmiştir;sadece bir göze, bir göz. Daha fazlası değil. Fakat Hz. İsa burada bu temayülü daha ileri taşır: “ Bize “göze göz emrini takip ederek” sınırsız şiddetten, sınırlı şiddete geçmemiz için çağrı yapılmıştı, ve şidddetten şiddetsizliğe geçmemiz için “öbür yanağını dön” emri ile çağrı yapıldı”49.

Ammon Hennacy, Jonathan Bartley ve H. Yoder aynı fikirdedir. Hennacy’e göre “İncil’in ilk zamanlarında, söylenceye göre, biri başka birinin gözünü çıkardığında, bir kerede linç edilirse şanslı sayılırdı. Yahudiler bunun şiddetini azaltmaya çalışıyorlardı” ve Hz. İsa’nın buradaki önerisi ise “biraz daha ileri gitmektir”50. Barley’e göre Hz.İsa (Lex Talionis)in yeterli olmadığını açık kılmış” ve yerine “merhamet ve bir çoklarının görebileceği gibi barışın yükselen ruhunun yaratılmasını teşvik etmiştir” 51. Bundan dolayı, Yoder’e göre “eski sözleşmede olan intikamı sınırlama (…) şu anda suçlunun kurtarılması için kaygılanma yoluyla özel bir seviyede sevgiyi talep eder olmuştur”52.

Her iki yorum benzer temayüllerle bilgilendirilmiş olup kötüye karşı direnmeme karşılıklılık yasasından daha sert olmaktan daha ileri gider. Gerçekten de, Hz. İsa için, bu yasanın temel hedefi yeniden vurgulanırsa “yıkma” yasasından ziyade, “tatmin etme”yi gerçekleştirmeyi hedefleyen duygulardan biridir. (bu temaya daha detaylı olarak başka yerlerde temas edilmiştir)53. Hz. İsa taraftarlarına Eski Ahid’in Lex Talionis’inin ötesine geçmelerini işaret ediyor, orijinal temayüllerinden daha da ileri noktaya itiyor. Hristiyan Anarşistlere göre Hz. İsa’nın bunu yapmasının nedeni, misilleme yasasının kontrol dışı bir döngüselliğe  (genellikle bu eğilimdedir) yönelebileceği ve intikamın acımasız şiddet sarmalına döneceği endişesidir.

Çeviri: Alişan Şahin

———————————

Dipnotlar

1-Aurelius Augustine, The Sermon on the Mount Expounded, and the Harmony of the Evangelist, ed. Marcus Dods, Çev. William Findlay ve S. D. F. Salmond (Edinburgh: T. and T. Clark, 1873), 1; Hans Küng, Christianity: Its Essence and History, Çev. John Bowden (London:  SCM, 1995), 52.

2-Hristiyan anarşizm ve Hristiyan anarşistler için giriş babında bkz. Christoyannopoulos, Christian Anarchism; Alexandre J. M. E. Christoyannopoulos, “Christian Anarchism: A Revolutionary Reading of the Bible,”  New Perspectives on Anarchism’de, editörler. Nathan Jun ve Shane Wahl (Lanham: Rowman & Littlefield, 2009).

3-Dave Andrews, Not Religion, but Love: Practicing a Radical Spirituality of Compassion (Cleveland: Pilgrim, 2001), 65; Dave Andrews, A Spiritual Framework for Ethical Reflection, http://www.daveandrews.com.au/publications.html’de bulunabilir (accessed 3 December  2006), 3.

4-Leo Tolstoy, What I Believe , Çev. Fyvie Mayo? (London: C. W. Daniel, [1902]), 13.

5-Archie Penner, The New Testament, the Christian, and the State (Hagerstown: James Lowry/Deutsche Buchhandlung, 2000), 38.

6-Matthew 5:1-7:29; Luke 6:20-49.

7-Tolstoy, What I Believe, 66 ( 50’ye de bkz).

8-Christoyannopoulos, Christian Anarchism, bölüm. 3.

9-John H. Yoder’de bu makaleden alıntı yapar.  Menonite bir pasifist olmasına rağmen Argümanlarının anarşist sonuçlara neden olduğu söylenir fakat kendini bundan ayrı tutmaya çalışır. Yazıları hristiyan anarşist eleştirileri kesinlikle yandan destek olarak daha da güçlendirir. Benzer nedenler Walter Wink’e de uygulanabilir.

10-Hristiyan anarşist yazılara dair daha detaylı girizgah için bkz. Christoyannopoulos, Christian Anarchism, introduction.

11-Tolstoy, What I Believe, 18.

12-Tolstoy’un varoluşsal krizi için otobiyografik bilgiler için bkz. Leo Tolstoy, “A Confession,” in A Confession and Other Religious Writings, Çev. Jane Kentish (London: Penguin, 1987). O’nun Hz. İsa’nın öğretilerini anlamasının sonuçları için bkz. Özellikle Tolstoy, What I Believe.

13-Geoffrey Ostergaard, Resisting the Nation State: The Pacifist and Anarchist Tradition (Peace Pledge Union), http://www.ppu.org.uk/e_publications/dd-trad1.html ( 8 August 2007), bölüm 12’de bulabilirsiniz.

14-Orijinal metindeki kelime πονηρώ’dir. Gramer olarak “onun ki kötüdür” ya da “kötü” ya da “kötülük yapan” çevirilebilir. Bu ifadenin çevirisi, gene de, genel olarak  bazı özel varlık olan “kötü olan” dan ziyade “kötü”’ye işaret eder. Incil’in versiyonlarının büyük bir bölümü, bundan dolayı, genel manada “kötü” olarak çevrilmiştir. Hristiyan anarşistler ( yada Hristiyan pasifistler) kendi çevirilerinde bir versiuondan öbürüne kararsız kalmışlardır. Her iki vurgulamanın Hristiyan anarşist düşüncenin formüle edilmesinde bazı sonuçları olmasına rağmen Hristiyan anarşistler yine de daima onu genel mana da “kötü” olarak yorumlamışlardır.

15-Matthew 5:38-42 (King James Versiyon’unun italikleri kaldırılmıştır)

16-Christoyannopoulos, Christian Anarchism. Özellikle, On Romans 13 and “render unto Caesar”da,  fakat Alexandre J. M. E. Christoyannopoulos, “Responding to the State: Christian Anarchists on Romans 13, Rendering to Caesar, and Civil Disobedience,”dad a bulunabilir. Şu kitabın içerisinde : Religious Anarchism: New Perspectives, ed. Alexandre J. M. E. Christoyannopoulos (Newcastle upon Tyne: Cambridge Scholars Publishing, 2009)

17-Walter Wink, Jesus’ Third Way (Philadelphia: New Society, 1987), 15.

18-Wink, Jesus’ Third Way, 15.

19-Michael C. Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture (London: SCM, 1990), 176.

20-Archie Penner benzer noktaya işaret eder: Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 44

21-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 176

22-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 176

23-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 176

24-Wink, Jesus’ Third Way, 16

25-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 176-177.

26-Wink, Jesus’ Third Way, 18-19. Tekraren, Penner hukuk alanında bu  örneğin hakim olduğu konusunda aynı fikirdedir.

Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 44.

27-Wink, Jesus’ Third Way, 19.

28-Burada, Penner bu ilüstrasyonu iki’ye ayırır ve bunu ayet 41 “ hükümete zorunlu hizmet alanı” ve ayet 42 “kişisel mülkiyet alanı” olarak önerir.  Önceki iki örnekki gibi HZ. İsa’ya işaret ederek direnişin “hayata geçirilmemesini” önerir. Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 44-45.

29-Wink, Jesus’ Third Way, 21

30-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 177

31-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 177

32-Christoyannopoulos, “Responding to the State.”; Christoyannopoulos, Christian Anarchism, böl. 4.

33-Wink, Jesus’ Third Way, 12.

34-Bir önceki alıntıdan itibaren yapılan tüm alıntılar Wink’den yapılmıştır. Wink, Jesus’ Third Way, 13.

35-Bunun için, bkz. also Glen H. Stassen, Living the Sermon on the Mount: A Practical Hope for Grace and Deliverance (San Francisco: Josey-Bass, 2006), özellikle böl. 4; Glen H. Stassen, The Fourteen Triads of the Sermon on the Mount (Fuller), http://documents.fuller.edu/sot/faculty/stassen/cp_content/homepage/homepage.htm , Glen H. Stassen ve David P. Gushee, Kingdom Ethics: Following Jesus in the Contemporary Context (Madison: Intervarsity, 2003), özellikle böl. 6.

36-Adin Ballou, Christian Non-Resistance (Adin Ballou’nun arkadaşları),  http://www.adinballou.org/cnr.shtml , böl. 1, par. 48.

37-Adin Ballou, “A Catechism of Non-Resistance,” The Kingdom of God and Peace Essays, by Leo Tolstoy, Çev. Aylmer Maude (New Delhi: Rupa, 2001), 14.

38-Leo Tolstoy, “The Gospel in Brief,” A Confession and the Gospel in Brief, Çev. Aylmer Maude (London: Oxford University Press, 1933), 165 (vurgular eklenmiştir).

39-Tolstoy, What I Believe, 87 (vurgular eklenmiştir).

40-Alexandre J. M. E. Christoyannopoulos, “Turning the Other Cheek to Terrorism: Reflections on the Contemporary Significance of Leo Tolstoy’s Exegesis of the Sermon on the Mount,” Politics and Religion 1/1 (2008); Christoyannopoulos, Christian Anarchism, böl. 4.

41-Jonathan Bartley, Faith and Politics after Christendom: The Church as a Movement for Anarchy (Milton Keynes: Paternoster, 2006), 174-175 (Bartley’in vurgusu).

42-Elliott, Freedom, Justice and Christian Counter-Culture, 175, 178.

43-Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 41.

44-Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 42.

45-Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 42.

46-Hakikaten de Stephen W. Carson’a göre,Musevi hukuğun amacı – misilleme değil – yeniden kurmaktır. Stephen W. Carson, Biblical  Anarchism, http://www.lewrockwell.com/orig/carson2.html de bakmal mümkündür, özellikle par. 5.

47-Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 38.

48-Penner, The New Testament, the Christian, and the State, 42.

49-Bu paragraflardaki Andrews’ın her iki alıntısı alıntıları Dave Adems’dan alınmıştır, Subversive Spirituality, Ecclesial and Civil Disobedience: A Survey of Biblical Politics as Incarnated in Jesus and Interpreted by Paul, http://anz.jesusradicals.com/subspirit.pdf 1.

50-Ammon Hennacy, The Book of Ammon, ed. Jim Missey and Joan Thomas, Second ed. (Baltimore: Fortkamp, 1994), 491.

51-Bartley, Faith and Politics after Christendom, 191

52-John Howard Yoder, “The Political Axioms of the Sermon on the Mount,” in The Original Revolution: Essays on Christian Pacifism (Scottdale: Herald, 1998), 49.

53-Christoyannopoulos, Christian Anarchism, böl. 1 ve sonuç bölümü.

Views: 114

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz