Nietzscheci Darbe – V. Gözden Kaybolan Bir Olayın Kısa Tarihi – Peter Lamborn Wilson (Hakim Bey) -5-

0
2446

1.GÖZDEN KAYBOLAN BİR OLAYIN KISA TARİHİ

“Bazı şeyler vardır ki irrasyoneldir ve varoluşuna karşı hiçbir karşı delil getirilemez, fakat bu onun için gerçekten bir haldir” – Human, All-Too-Human, 238

Sonradan yapılacak en açık şey Kuman Bölgesi’ni Romanya’ya devretmekti ve bu pozisyon Geçici hükümet içinde dahi savunulabilinirdi ( bu daha sonraları 12 Eylül 1919’da D’Annunzion’un Fiume’yi kurtardığında onun orijinal temayülü idi – fakat İtalyan hükümeti onu reddetmişti!). fakat İskitlilerin içsel dünyalarında [kafalarında -çn-] başka planlar ve istekler vardı. Besbelli ki onlar sadece hazineyi ele geçirmekle kalmadılar, onlar aynı zamanda gizli bir şeyleri de bulmuşlardı –en azından, Kuman Bölgesi’nin dışında. Onlar en basitinden şekilde ganimetleri kaçırabilirlerdi-  fakat Antika ve Altınların kolayca taşınması ve paraya çevrilmesi zordu. Bunun yerine besbelli ki ganimetleri, satmaya temayül gösterdiler – belki aynı müşteriyle (Ruslar?) Von Hartsheim’de alışveriş yapmıştı- ve bunu gerçek istemlerinin hayata geçirilmesi maksadıyla kullandılar: devrimci bir hükümetin yaratılması. Kuman Bölgesi Otonom Sancağı, ondan sonra hiç bir birikimin kalmadığı gibi görünmesine rağmen, açıkçası başarılı da oldu. Hemen hemen bir kerede bölgeye yiyecek desteği akışı başladı ve oldukça fakir olanlarca da satın alınmaya ve onlarda geçici hükümetin harcamalarından beslenmeye başladılar.

Şans başka bir anlamda da komploculara yardım ediyordu. Romanya ordusunun her yerde elleri vardı. Bella Kun gerçekten Transilvanya’yı işgal etmek için uğraşıyor ve bu Romanya güçlerini tüm yıl boyunca (Kasım 1919’a kadar) meşgul tutuyordu. Macaristan cephesinde toplanmış olan bu ordu, Karadeniz’de bir kaç eksantrik için duyduğu kaygıdan dolayı Ukrayna’dan Moldovya üzerine bir iç savaş denemesi için ziyadesiyle meşguldü. Zaten 1918-19 kışı olağan üstü şiddetliydi. Ovid, Karadeniz ve Tuna nehri’nin donmasını gördüğünde sapıkça bir memnuniyet duyardı. Fakat buzun üzerine hiç bir barbar gelip yanaşmadı. Kuman Bölgesi, baharda buzların çözülmesine kadar güvende ve izoleydi.

Geçici Hükümet; Diplomatik İlişkiler

Geçici Hükümet kendisinin “geçici” kalmasına ve kurulmuş olduğunu ilan etmemeye karar verdi. Bundan başka Kuman Bölgesi’ni “bağımsız” olmaktan ziyade “otonom” ilan etti. Bu şekilde Bükreş’le ilişkileri açık ve işler tutuyordu (Bessarabia* ayni şeyi yapmıştı fakat daha sonra şartlı teslim olmuştu).

1919 Mayıs’ında (gerici güçlerce devrilen Münih Sovyet’indeki gibi), Romanya hükümeti son olarak Kuman Bölgesi’ndeki “koruyucu” rejime resmi bir ortaklık teklif etti. Önceki yıl Kuman Bölgesi’nin “ihanetçiler ve işgalci güçlerin kahramanca devrilerek” elde tutulmasıyla, şartlar (tüm politik düzensizliğe karşı “af da dahil olmak üzere) yeterince cömert görünmekteydi. Geçici Hükümetin Yürütme Komitesinin Başkanı olan Mavrocordato yanıtını geciktirebileceği kadar geciktirdi. Temmuzda açıklama yayınlandığında baskı oldukça güçlü bir hal almıştı. Kuman Bölgesi Romanya ile birleşebilirdi fakat sadece Otonom bir cumhuriyet olarak (Model Sovyet Birliği idi). Bu teklif Bükreş Hükümeti tarafından kızgınlıkla reddedildi. Durum gerginleşti.

Haziran’da İstanbul’dan Bükreş’e garip bir telgraf ulaştı. Mektup (hemen hemen fesh edilmiş olan) Bab-Ali’den çıkmıştı. Acil diplomatik bir jargonla (ya da üstü kapalı bir teşvik içererek), Kuman Bölgesi’ne müdahale etmek maksadıyla değil fakat bir uyarı niteliğinde gönderilmişti bu mektup. Romanyalılar aşırı derecede öfkeye kapıldılar. Ve aniden parlayıp öfkeyle yazdıkları yanıtlarını müttefiklerden gelen baskıyla geri çektiler. Türkiye tebliğini geri çekti. Türkiye’nin neden ilk elden [saraydan-çn] telgraf yolladığı bir bilmecedir. Bir kere daha, şüpheler her yerde olan, bir şeylerin ya da başkasının “ajan”ı ve İstanbul’daki bazı güvenilmez hiziplerle ilişkili olan Şeyh Mehmet Efendi’nin üzerindeydi. Geçici Hükümet için zaman kazandığından dolayı “hadise” kendi amacına hizmet etmişti. Görüşmeler bir referandum olasılığıyla ilişkilenmeye başlamıştı. Bükreş bu mevzuya oldukça soğuk bakmaktaydı. Fakat bazı nedenlerle her türlü yanıt geciktirildi. Gecikme herkes için uygun gibi görünüyordu. Tüm bölge kargaşa içindeydi. Ve birçok bakımdan durum, savaş boyunca devam eden durumdan daha kötüydü. Köylüler isyanda, Rus Beyaz ve Kızıl güçlerin hepsi haritaların üzerindeydi, Ukrayna’da Lenin’e ve hatta Marksizm’e karşı isyan oldukça netti. Açlık hala bulaşıcı yaygın bir hastalık ve düzen uzak bir hayal gibi görünüyordu. Kuman Bölgesi ile uğraşmak için kimin zamanı vardı ki?

Şaşılacak şey, Geçici Hükümet sadece bir diğer dondurucu soğukta değil fakat bahar ve yaz ayları boyunca da yaşamaya devam etmekteydi. Akşam Yıldızı –ki tekrar yayınlanmaya başlamıştı- Kuman Bölgesi ve Bükreş arasındaki uzun ve sıkıcı iletişim ve görüşmelerin hepsini kaydetmektedir bu sürede. Göreceğimiz gibi, Geçici Hükümet tarafından “geçici olarak” benimsenmiş olan “Bir Anayasa için Prensipler”i yayınlamaya kadar varmıştı durum. Fakat Bükreş halen hiçbir şey yapmıyordu. Eğer Monarşi tarafından herhangi bir şey yapılırsa, İskitlerin özel olarak bir “olay” yaratma temayüllerini harekete geçireceklerinden kuşku duyulurdu. Bu bakımdan Müttefikler “Doğu Avrupa’daki diğer kötü noktalar” için henüz yeni bir sevinç duyamazlardı. Ve tüm bu problemler Kasım 1918’den, tüm 1919 boyunca ve 1920’nin ortalarına kadar devam etti. D’Annunzio, Fiume’yi ele geçirdiğinde, ilk yaptığı işlerden biri Kuman Bölgesi’ne kutlama telgrafı çekmek oldu. Anlaşılan Kuman Bölgesi’nin ünü ona ulaşmıştı. Gerçekten, Kuman Bölgesi ona ilham vermiş de olabilir.

Politika, kültür, toplumsal yaşam ve Otonom Sancağın başarılarını deşmeden önce, onun diplomatik tarihini anlatıp bitirmeme izin verin. Kasım 1919’da St. Germain ve Trianon Antlaşmaları, Romanya’ya Dobruca’nın tümünü ödül olarak verdi. Böylece Kuman Bölgesi ucuz cips gibi kaybedildi ve Bükreş kapitülasyon (şartlı teslim olma) için istemlerini arttırmaya başladı. Yalnızca savaş sonrası kaos Romanya’yı askeri bir çözümden uzak tutabilirdi. –en sonunda- Monarşi güç yoluyla kendi istemlerini geri almaya hazırlanmış olduğunu ilan ettiğinde, olaylar 1920’nin Mart’ına kadar sürüklenmişti. Geçici Hükümetin bir kan gölü görmeye hiçbir niyeti yoktu. 1 Nisan 1920’de, hemen hemen tüm görevliler –tüm yürütme komitesi de dahil olmak üzere, İstanbul’a giden bir gemiyle Kuman Bölgesi’ni terk ettiler. Orada kendilerini Sürgünde Geçici Hükümet olarak ilan ettiler. Kuman Bölgesi bir kurşun dahi sıkılmadan işgal edildi. Bir kaç tutuklama yapılmıştı fakat hiç kimse idam edilmedi. Deneyim böylece sona erdi.

Çeviren: Alişan Şahin

* Bessarabia: 1918-1940 arasında Romanya’nın bir şehri. Bugünlerde ise kabaca Ukrayna ve Moldova’nın bir parçasıdır.

Views: 32

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz