Sosyalizm İçin
4
Sosyalizm, birleşmiş insanların bir ideal uğruna yeni bir şey yaratma eğilimidir.
Şimdilerde bu yeni oluşumun (entity) yaratılması gerektiğini gördük. Eskisini de gördük. Bir kere daha, ürperen gözlerimiz önünde mevcut sistemin geçmesine izin verdik. Bazılarının beklediği gibi şimdi arzuladığımız yeni gerçekliğin bir bütün olarak nasıl tesis edilmesi gerektiğini söylemeyeceğim. Bir ideal tarifi, bir Ütopya tasviri sunmuyorum. Şimdi ne söylenebileceğine dair biraz fikir verdim ve adını koydum: adalet. Koşullarımızdan ve halkımızdan bir imge tasvir edilmiştir; akıl ve terbiyenin, hatta aşkın gerçekleşmesi için sadece vaazedilmesi gerektiğine inanan biri var mı?
Sosyalizm halkların güzelliği, azameti, refahı için bir mücadele, kültürel bir harekettir. Hiç kimse sosyalizmin yüzyıllardan ve binyıldan geldiğini görmezse onu anlayamaz, hiç kimse ona sebep olamaz. Kim sosyalizmi uzun, çetin bir tarihte bir adım olarak kavramazsa, sosyalizmle ilgili hiçbir şey bilmiyor demektir ve bu da hâlihazırda günlük politikacıların sosyalist olamayacağı anlamına gelir –bununla ilgili daha çok şey duyacağız-. Sosyalist, toplumun ve geçmişin tamamını kavrar; ne zaman geleceğimizi hisseder ve bilir ve ardından nereye yöneleceğimize karar verir.
Bu işaret, sosyalisti politikacıdan ayırt eder. Sosyalist bütünle ilgilidir ve koşullarımızı bütünlüğünü tarihsel bağlamı içerisinde kavrar; bölünmez bir bütünsellikle düşünür. Sonra o yaşam biçimlerimizin bütünlüğünü reddeder ve bütün, evrensel, ilkeden gayri başkaca bir niyeti veya gayesi yoktur.
Sosyalist için sadece reddettiği, sadece başarmayı amaçladığı şey kapsayıcı ve evrensel değildir. Vasıtaları da tikele yapışamaz; üzerinde seyahat ettiği yol yan yol değildir, ana yollardır.
Gerçek sosyalist; ister büyük aşk veya tahayyül veya açık gözlem ya da bulantı ya da vahşi saldırganlık, ya da güçlü rasyonel düşünce kendisinde hâkim olsun veya motivasyonu ne olursa olsun, ister düşünür ya da şair, savaşçı veya elçi olsun her zaman içindeki evrenselin hayati bir öğesine sahip olacaktır. Ancak sosyalist, hiçbir zaman (burada zahiri mesleklerden değil mantaliteden bahsediyorum) bir profesör, bir avukat, bir muhasebeci, çok detaycı, kibirli bir sanat meraklısı, tipik bir şahıs olamayacaktır.
Söylenmesi gereken şeyin tam yeri burası (zira az önce söylendi): bugün kendisine sosyalist diyenlerin hiçbiri sosyalist değildir. Şimdilerde sosyalizm ismiyle bilinen kesinlikle sosyalizm değildir. Burada da, bu sözde sosyalist harekette, tıpkı zamanımızın tüm örgütlerinde ve kurumlarında olduğu gibi, ruhun yerini acınası, kaba bir vekil almıştır. [inline_posts box_title=”Tavsiye Edilen Yazılar” align=”alignleft” textcolor=”#000000″ background=”#f2f2f2″]48, 51, 60[/inline_posts]Fakat buradaki sahte vekil özellikle kötüdür, bilhassa onu hakkıyla gören herkese apaçıktır ve gülünçtür ama özellikle kandırdıkları kişiler için tehlikelidir. Bu vekil; ruhun bir karikatürü, imitasyonu, gülünç bir taklididir. Ruh yaşayan evrende bütünü kavramaktır. Ruh, ayrı şeylerin, kavramların ve insanların birliğidir. Geçiş zamanlarında, ruh gayretli bir heves, mücadelede cesarettir. Ruh, yapıcı eylemdir. Bugün sosyalizmi taklit eden de bir bütünü kavramak ister ve detayları da genel kategoriler altına yerleştirmeyi diler. Fakat hiçbir yaşayan ruh onda ikamet etmediği için, baktığı canlanmadığı için ve evrenseli yaratıcı hale dönüşmediği için, sezgisel bir dürtüye sahip olmadığı için, evrenseli gerçek bilgi ve gerçek iradeye dönüşmez. Ruh, tuhaf ve gülünç bir bilimsel hurafe ile yer değiştirmiştir. Bu tuhaf doktrinin ruhun gülünç bir taklidi olması boşuna değildir zira kökeni hâlihazırda gerçek ruhun gülünç taklidini, yani Hegelci felsefeyi örmektedir. Bu ilacı laboratuvarında tertip eden adamın ismine Karl Marx dendi. Profesör Karl Marx, bize ruhsal bilgi yerine bilimsel hurafe, kültürel irade yerine politika ve partiyi getirdi. Fakat aşağıda da göreceğimiz üzere kendi bilimi, politikası ve tüm parti gerçekliği ile ve dahası gün gün daha aşikar bir biçimde gerçeklikle çeliştiği için; evrenin bu kadar iyiden iyiye yanlış taklit edilmesiyle – ki bu bilim hiçbir zaman, uzun vadede, bireysel fenomenin somut günlük gerçekliklerine karşı kendisini muhafaza edemez – ruhsuz parti eylemcilerinin, detay tacirlerinin ve kibirli sanat meraklılarının isyanı bilimin gülünç taklidine karşı kışkırtılmıştır. Ancak burada başka bir şey daha olduğu gösterilecektir ve ne öncekinin ne de sonrakinin sosyalist olduğu… Burada, ne Marksizmin ne de revizyonistlerin kırk yamasının sosyalizm olmadığı söylenecektir. Burada sosyalizmin ne olmadığı ve ne olduğu gösterilecektir.
Birlikte görelim.
Çev: Nesrin Aytekin
İtaatsiz.org’un notu: Bu makale serisi Türkçede itaatsiz.org’da hakkında yayınlanmış kısa bir biyografik yazı dışında (Gustav Landauer’in Komüniter Anarşizmi – Larry Gambone) başka yazı ve eseri bulunmayan Komüniter ve mistik temayüle sahip anarşist Gustav Landauer’in “Sosyalizme Çağrı” kitabıdır. Bu eserinin şimdiye kadar kitap olarak basılması “Marksizm” hayranı bazı yobaz kafalardan dolayı mümkün olmadı. Çevirisini Nesrin Aytekin’in diliyle burada sunuyoruz.
Views: 202