Tolstoy ve Abduh’un Mektupları: Tek Tanrı’nın Özgür Kulları – Bülent Şahin Erdeğer

0
846
Tolstoy ve Abduh Fransızca yazışmışlardı

Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910) ölümsüzleşen edebiyat klasiklerinin yanı sıra din, toplum ve siyaset alanlarındaki radikal görüşleriyle de halen tartışılan, etkilenilen bir düşünür.

Tolstoy, gençlik ve orta yaş döneminde dünya edebiyatında zirveye çıksa da yaşadığı anlam bunalımı ilerleyen yaşlarında derinlikli felsefi sorgulamalara yönlendirmiştir onu.

‘İtiraflarım’ adlı eseriyle sekülerizm ve kurumsal Hıristiyanlıktan uzaklaşmasını özetleyen Tolstoy, Ortodoks Kilisesi başta olmak üzere tüm kurumsal Hristiyanlığı bir yozlaşma olarak görmüştür.

Teslis başta olmak üzere pek çok Kilise dogmasını reddederek Tek Tanrıcı, paylaşımcı puriten sade bir yaşamı savunan Tolstoy din adamları sınıfının sınıflı toplumu ayakta tuttuğunu düşünür.

Tolstoy inançlarını şu eserlerinde detaylı biçimde anlatır:

“İnancım Neden İbarettir”, Çev. Dominik Pamir, Eko Kitaplığı

“Ve Işık Karanlıkta Parlıyor”, Çev. Dominik Pamir, Kaos Yayınları

İsa Mesih’in Tanrı ya da Tanrı’nın oğlu olmadığını aksine bir insan ve peygamber olduğunu, paylaşımcı, eşitlikçi bir mesaj getirdiğini belirterek “Dağdaki Vaaz” ekseninde bir kurtuluş teolojisi geliştirir.

Kilise’yi ve tüm kurumsal dini yapılanmaları reddeder; ama bu onu ateizme değil doğal din& fıtrat dinine yönlendirir.

Tolstoy’a göre tüm dinlerin özünde tek tanrı, sade yaşam ve paylaşım vardır ve bu özgürleştirici “doğru dindir”[1] Kilise 1901’de Tolstoy’u resmen aforoz eder.

Bu çerçevede İncil’i tek tanrıcı perspektifle tekrar derler. (Tolstoy’a göre İncil’in Kısa Bir Özeti, Kayhan Yükseler, Selenge Yay. İst. 2017) Siyaset bilimi açısından hiyerarşik sınıflaşmaya ve nihayetinde hiyerarşik “devlet”e karşı anarşist bir organizasyonu- tarım kooperatifleri gibi yatay örgütlenmeleri savunur.
 
Hatta Tolstoy’un vefatından sonra da Tolstoy öğretileri doğrultusunda Batı’da birçok tarımsal anarko-komün kurulmuştur. (bkz. Tolstoy-Gandhi Mektuplaşmaları, Çev. Fahrettin Biçici, Vakıfbank Kültür Yay. İst. 2018)  

Tolstoy, Çar ve Kilise hiyerarşilerine karşı kendisi gibi düşünen diğer inançlarla diyaloğa girmiş ve bu arayışı da tek tanrıcı ve paylaşımcı İslam ile de yollarını kesiştirmiştir.

İşte tam da bu noktada aynı bağlamda İslam dünyasında gelişen ıslah ve yenilenme hareketi de kendi kültürünün kurumsallaşmış yozlaşmasıyla mücadele halindeydi.

Hareketin öncüleri olan Cemaleddin Afgani (1838-1897) ve Muhammed Abduh (1849-1905) önce Urvetu’l Vuska dergisi ile sonrasında ise Menar dergisi ekolü ile hurafelere, sınıf uçurumlarına ve sömürgeciliğe karşı tıpkı Tolstoy gibi tek tanrıcı ve paylaşımcı, sade bir yaşam tarzını öngören sosyal adaleti hedefleyen bir kurtuluş teolojisi geliştiriyorlardı.

Menar ekolünün sosyal Kur’an tefsir yöntemi Fas’tan Doğu Türkistan’a kadar tüm İslam dünyasında dallanıp filizlenecekti.

Abduh ve Tolstoy’un mektuplaşması her iki özgürlük ve kurtuluş teolojisinin kadim belgeleri niteliğindedir. Rusyalı Müslümanlar Tolstoy’u Müslüman kabul ederler.[2]

6 yıl boyunca Tolstoy’un özel doktorluğunu yapmış Slovak asıllı Duşan Petroviç Makovitski gibi yakın çevresinin ifadelerine dayandırılır.

Tolstoy’un Hint alim Abdullah es-Suhreverdi’nin Hadis derlemesini Rusça yayınlaması da Müslümanlığına delil olarak sunuluyor.[3]

Tolstoy’un Hadis derlemesi “Hz. Muhammed: Tolstoy’un İslam Peygamberi İle İlgili Kayıp Risalesi” başlığıyla Türkçe’de birçok kez yayımlandı.

Bu iddialara cevaben seküler kesimden “Tüm Dinlere ve Müslüman Tolstoy İddialarına Tolstoy’un Cevabı” başlıklı bir kitap da yayımlandı. (Acar Burak Bengi, E Yayınları İst. 2005)


Onun dini tercihinin ne olduğu tartışması ise kanaatimce anlamsızdır. Çünkü Abduh’un ve Tolstoy’un da ifadelerinden de anlaşılmaktadır ki “Müslümanlık” nüfus cüzdanında yazılı bir kültürel kimlik değildir.

Aksine fıtrata sadık kalmak, Allah’a ortak koşmamak/tek tanrıcı olmak ve şayet Kur’an’la bilinçli bir tanışma varsa vahye, Hz. Muhammed’e kasti bir düşmanlık yapmamaktır.

Tüm bu özellikler Tolstoy’da mevcuttur o sebeple şahsı hakkında hüküm vermek yerine ona Allah’tan rahmet dilemek yeterlidir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki Kur’an bütünlüğünde “kafir” kavramı vahiyle savaşan kasten bilinçli düşmanlık yapanlar için kullanılmıştır.

Tolstoy’un kültürel olarak Müslümanlığını ilan edip etmemesi bunun için anlamsızlaşmaktadır.

Kulların, kullara kul edilmesine karşı mücadele eden ve fıtratına sadık kalan herkes fiilen Allah’a teslim olmuştur. Yani fıtraten Muslimdir.

Mektupların kaynakları:

Abduh ve Tolstoy’un mektupları Rusya’nın başkenti Moskova’daki Tolstoy Müzesi’nde bulunmakta.

Abduh’un mektuplarının nüshaları Fransızca ve Arapça’dır. Tolstoy da mektubunu Fransızca kaleme almıştır.[4]

Arapça’dan çevirisini yaptığım mektupların İngilizce çevirisi Lady Anne Blunt tarafından yapılmıştı.[5]

Araştırmacı, yazar Ahmed Salih ed-Din, “Kosnitsky Köprüsü’nde Tolstoy Mirasçıları” (El-Arabiya en-Neşr, Kahire, 2015) adlı kitabında mektuplara yer veriyor:

Ayn Şems – Kahire – 8 Nisan 1904

Sevgili Saygıdeğer Mösyö Tolstoy;

Şahsınızı tanıma ayrıcalığına sahip olamadık ama bu ruhunuzu tanımamıza engel değildi. Düşünceleriniz bize ışık oldu. Öyle ki düşünce güneşiniz sizin ve diğer akil insanların ufuk çizgisinde parlıyor.

Allah, insanlığı, fıtratla uyumlu olma sayesinde hidayete yönlendirmiştir. Ve sizi insanlığın yöneldiği o hedefe ulaştırmıştır. Ben de bilincine vardım ki insan bilgiyi geliştirmek ve iş üretmek için vücuda gelmiştir. Ki böylelikle insan yorgun düşse de ruhu huzur bulur. Bu şevkle yükselmeye çalışır.

Öte yandan insanlığın fıtrat sünnetinden (doğal yasalardan) uzaklaşmaları sebebiyle yaşadıkları sapmalara şahit oldum. İnsanların bir kısmı gücü kendilerinde toplayarak kendi mutlulukları için başkalarının huzurunu bozdular. Araştırmalarım sonucu taklitçilik/gelenekçilik örtüsünü kaldırıp tevhid hakikatine ulaştım.

Sizin de yükselen sesiniz Allah’ın hidayetine davet ediyor. Sesinize bir çok insan olumlu cevap verdi. Pek çok zihni hidayete yönlendiren söyleminiz ve çabanızdaki kararlılığınıza şahidim.

Bakışınız aydınlık olduğundan dalalette/boşlukta olanları hidayete yönlendiriyor. Örneğin çalışmalarınız kanaat önderlerini etkiliyor. Örneğin (İncil’deki) Allah’ın zenginleri, fakirler adına azarlanmasını gündemleştirdiniz. Ki  sizin kitaplarınızda hatırlatılan irşad ve nasihat, ifade edildiği üzere fakirleri ezen zenginlerin Allah’tan cennetten uzaklaştırılacağı ve ebedi kurtuluştan yoksun kalacakları gerçeğidir.

Dini önderler ise bu gerçeği halktan gizleyerek kötülükleri itiraf etmediler. Siz ise bu dalalet topluluğundan değilsiniz. Allah’a hamdolsun ki sizin sözleriniz hak ile batılı ayırt edebilen bir ferasete sahip. Hristiyan toplumunun hem inançlarındaki hem de eylemlerindeki doğruları ve yanlışları ayırt edebiliyorsunuz.

Çünkü sizin de bizim de karakterimiz ve kalemimiz her gün geleneğin yenilenmesi uğruna çabalamakla geçiyor.

Ve Allah’tan ömrünüzü uzun kılmasını ve sağlığınızı korumasını niyaz ediyoruz. Duamız odur ki Allah sizin söylemlerinizi anlaması için (Rus halkının) kalplerinin kapısını açar; sizin çalışmalarınız onların hidayete ve selamete ermesine vesile olur. 

Mısır Müftüsü
Muhammed Abduh

 


Tolstoy’un cevabı:

Müftü Muhammed Abduh, aziz dostum;

Şahsıma dair övgü dolu nazik mektubunuzu aldım. Mektubunuza cevap vermekte acele ettim çünkü aydınlanmış insanlarla muhatap olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Bu karşılaşma insanın içinde doğduğum ve büyüdüğüm inancımdan farklı bir dine mensup olsa bile. Çünkü inanç biçimlerinin farklı ve çoklu olduğuna inanıyorum.

Oysa dinleri aynı olan insanlar arasında da inançlar farklılaşabiliyor. Fakat doğru olan sadece tek bir din vardır. Ve ikimizde o doğru dine inanıyoruz. Bunu böyle varsayarsam umarım hata etmiş olmam.

Mektubunuzda belirttiklerinize dayanarak şunu söyleyebilirim: İnandığım din senin de inandığın, Tanrı’nın ve onun yasasının tanınmasına dayanan ve insanı komşusunun hakkını korumaya çağıran ve kendisi için istediği, sevdiği şeyleri başkaları için de isteyenlerin dinidir.

Tüm dini kaynaklar bu temel ilkeler etrafında buluşabileceğine inanıyorum. Yahudiler, Brahmanlar, Budistler, Hristiyanlar ve Muhammediler için de aynı şey geçerli. 

İnancım odur ki; dinler ne zaman dogmalar, emir ve yasaklar, mucizeler ve hurafeler, batıl inançlar ile dolarsa bunların etkisi insanlığı bölmek ve çatışmalara yol açmak olur. Bu unsurlar insanlar arasında nefret ve ölüm tohumları eker.

Tersine, şatafattan ve yozlaşmadan kurtulma eğilimi arttıkça, insanlık tüm insanların birliği için aradığı ideal hedefe o derece yakındır.

Bu nedenle mektubunuzu büyük bir sevinçle karşıladım. Aramızdaki yakınlığı ve iletişimi geliştirmek isterim. 

Sevgili Müftü Muhammed Abduh, lütfen içten takdirlerimi kabul edin…

12 Mayıs 1904

Bu makale independent Türkçe’nin 1 Mayıs 2020 sayısında ve şu adreste yayınlanmıştır. https://indyturkish.com/node/172276/t%C3%BCrkiyeden-sesler/tolstoy-ve-abduh%E2%80%99un-mektuplar%C4%B1-tek-tanr%C4%B1%E2%80%99n%C4%B1n-%C3%B6zg%C3%BCr-kullar%C4%B1#.XqyZOQJPZcZ.twitter


[1] bkz. Tanrı’nın Egemenliği İçinizdedir, Kaos Yayınları, 2009

[2] bkz. https://www.fikriyat.com/edebiyat/2019/03/25/tolstoyun-musluman-oldugu-gizlendi-mi

[3] bkz. “Tolstoy Müslümandı” Gerçek Hayat Dergisi Nisan 2006)

[4] https://www.moscobia.com/2018/06/04/665/
http://www.saqya.com/%D8%B1%D8%B3%D8%A7%D8%A6%D9%84-%D8%A8%D9%8A%D9%86-%D8%AA%D9%88%D9%84%D8%B3%D8%AA%D9%88%D9%8A-%D9%88%D8%A7%D9%84%D8%A5%D9%85%D8%A7%D9%85-%D9%85%D8%AD%D9%85%D8%AF-%D8%B9%D8%A8%D8%AF%D9%87/

[5] Letter in an English translation by and in the hand of Lady Anne Blunt : Ain Shems near Cairo, to Leo Tolstoy, 1904 Apr. 8 Pierpont Morgan Library Dept. of Literary and Historical Manuscripts

Views: 277

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz