Yaratılışın Felsefesel Versiyonu – H. İbrahim Türkdoğan

0
1541

Kozmolojik Humoreske à la Günther Anders

Başlangıçta Hiç’in ve Boşluk’un Tanrıçası Nu vardı. Nu, kendi halindeydi, daha doğrusu hiçbir hali yoktu; Hiç’in hiçbir şeyi olamazdı, eksik’i de yoktu, fazlası da yoktu. Ve hiçbir şeye gereksinimi olmadığı gibi hiçbir meselesi de yoktu. Çünkü: Hiç hiçtir. Hiç.

Ancak günün birinde bir anda Varlık Tanrısı Bamba, henüz pek kısa saçlarından yakalayıp çıkardı Kendini Boşluk’un derinliğinden. Nu, önce şaşırdı, sonra kahkahalarla gülmeye başladı; bu sesli gülüş şokun kahkahasıydı, sonra nezaketle Varlık’ı geldiği yere geri gitmesi için ikna etmeye çalıştı, ama Varlık, az da olsa bir kez tadına varmıştı olma’nın, artık vazgeçemezdi, ve daha fazlasını merak ediyordu. Hiç’e kafa tuttu; düşmanlaştılar ve Varlık büyüdükçe büyüdü, boşlukta yer kapmaya çalıştı.

Hiç, Varlık’a savaş ilân etti, ortalığı temizlemeye başladı. Varlık’ın da o ilk oluş coşkusu azalmaya başlamıştı zaten. Düşündü taşındı, “ne yapsam” dedi Varlık. Böyle çok sıcıkı, “bana seyirci gerekiyor” dedi. “Hiç’le bir anlaşma olamaz mı acaba” diye düşündü? Doğrusu, Varlık fazlasıyla egosentrikti. Hiç ise pek umursamıyordu ama yine de rahatsızdı bu durumdan, o da düşünüp taşındı. Varlık, uyanık davranıp Hiç’e bir anlaşma önerdi.

Hiç, Varlık belasından nasıl kurtulacağını biliyordu, onu bir üflemeyle imhâ edebilirdi ama yine de Varlık’ın bu narsisist önerisini kabul etti. Çünkü bunu bir oyun olarak düşündü, nasıl olsa istediği zaman Varlık’ı yok edebilirdi. Öneriyi kabul etti Nu, “Yalnızlık güzel değil bir Tanrıça için” ve Varlık’a kucak açarak “Gel, buradayım” dedi.

Nu ile Bamba’nın kozmik bir Eros’ta birleşerek bir tür metafizik cinsel bir aşk sonucu yarattıkları bu dünya, kozmik çiftin balayına çıkmasıyla, evlatlarına terkedildi. Terkedildiği andan itibaren kozmik ebeveynlerini arayışa çıkan başıboş insan, bir taraftan duyumsadığı Boşluk’a kapılırken (Anne eksikliği) diğer taraftan da varolma övgüsüne yönelerek (Baba arayışı) kendine bir anlam bulmaya çalıştı.

Ortalık küçük küçük Bambişlerle dolup taşmaktaydı, kimse dur durak bilmiyordu, herkes bir şeylerin peşindeydi, şey çoğaldıkça çoğalıyordu. Şey’dir. Herşey’dir. Şey, Herşey’dir. Ve Hiçbir şey huzurlu değildi; Herşey Varlık’ın huzursuzluğuyla kaynaşarak Hiç’e lânet okuyordu. Hiç’ten gelen bu illet gitmesini bilmiyordu. Tüm insanlığı bulantı sarmıştı. İnsanlık tarihinde savaşsız bir on yıl yaşanılmamış. Kaldı ki insan, savaş kavramını iki ülkenin birbirine silahlı saldırısı olarak ifade ediyor. Ülkelerin ekonomik, kültürel açıdan birbirlerini her gün ezdiklerini savaş kategorisine almıyor. Bunun gibi binlerce kategori ve yüzbinlerce kavram mevcut.

Bu kozmik krizin ancak ölümle sonuçlanacağını Bamba kestirememişti. Kendi Kendini baştan çıkarmıştı, varolmanın büyüsü karşısında Kendini büyülemişti. Yaratmak üstüne yaratmak. Dinmek bilmeyen yaratma dürtüsü koskocaman bir evren oluşturmuştu, uçsuz bucaksız. Yaratımın bu kalabalığında üstüne üstüne körleşmiş ve tamamen bunamıştı artık.

Balayından döner dönmez evlatlarının çılgın arayışları karşısında neye uğradığına şaşırmıştı. Bu yaratımda şüphesiz Hiç’in de payı vardı ama Hiç, her an Kendiyle birlikte Herşeyi yok edebilirdi. Ve: Hiç, hiç de yok edici olmadı. Aksine: yapıcı davrandı. Yaratımdan kaçındı önce ama Bamba’nın dürtülerini çekici de buldu ve “Evet” dedi. İlle de bir “kötü” aranıyorsa, o da Varlık’tır, Hiç değil.

Varlık, şu kozmik narsisist, Kendini Hiç’ten doğururken Kendi Kendini büyülemekle fazla meşgul olmuş olmalı ki bir gün öleceğini hesaba katmamıştı. Oysa Hiç, her an ölebilir; her an Kendine dönebilirdi. Ve bu gerçekleşecek tek gerçektir. Doğrusu, O hep Kendinde. Sadece arada kaçamak yapıyor. Hangi sevgili yapmaz ki bunu!

Bir çılgınlık yaptığını anladı Varlık, ama geç kalmıştı artık. Kendi varlığı dayanılmaz hale gelmişti. Bu kez toplu yıkma dürtüsüne saldı Kendini. Hiç, izliyordu –sadece. Karışmadı hiç. Ve izlerken sık sık aklından geçen düşünce “Bamba öldü!” düşüncesiydi; geleceği görebilendi Hiç.

Hiç’in kariyeri Hiç’le başlar ve hiç’le sonuçlanır. Varlık’ın kariyeri Hiç’le başlar ve Hiç’le sonuçlanır.

Varlık penceresinden: Bu bir gülmece değil, bir dramdır. Hiç penceresinden: Bu bir gülmecedir. Varlık ve Hiç penceresinden: Bu acı bir şakadır.

———————————

Anders’in “Kosmologische Humoreske” adlı öyküsünü temel alarak ve Lütkehaus’un yorumundan esinlenerek yazdığım bu kısa öyküye de kendi düşüncelerimi somutlaştırarak farklı bir sonuca vardım. Anders, öykünün sonunu açık bırakıyor.

Views: 234

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz