Bir devletin oluşmasında üçüncü yerine getirilmesi gerekli koşul tüketmek için bitkiler yetiştirmektir ve esasen bir gıda kaynağı olarak insanların onlara gereksinim duymaları zorunluluğudur, bağımlı olmaktır. Yinelersek, devletin eski zamana ait tüm merkezleri geniş tarım alanlarının oluşturulması ile karakterize edilmişti. Başlangıçta bu iş için gereken bir kazma ve büyük bir bahçe için bir çapaydı: teknik olarak bunların adı bahçeciliktir. Eski Yakın Doğu’da evcilleştirilmiş yük hayvanı – sığırlar, sonraları eşekler, katırlar ve develer – ile saban ve tekerlekli araçlar hemen hemen devletle beraber ortaya çıkmışlardı. Böyle bir gücün kullanılmasına geniş tarlaların ekilmesi eklenince bahçecilik tarımdan farklılaşır. Meksika ve Peru’da ilk devletler daha sonraları oldukça yoğun bahçeciliğe bağımlı kalmışlardı. Onlar aynı zamanda az miktarda da olsa Eski Dünya’nın hayvancılığına önem vermişlerdi. Doğu yarımkürede sürü hayvanları sonuçta eti, sütü, yünü ve gücü için evcilleştirilirken Peru’da lamalar yünü için ve yük hayvanı olarak evcilleştirilmişlerdir. Atlar ve katırlar eski Doğu devletlerinin tankları olan tekerlekli korkunç arabaları çekerlerdi.
Çorak ve tarıma elverişsiz geniş tarlaların işlenmesi kırsal yaşamın Doğu’da da önemli bir tamamlayıcı özelliği oldu. Yerleşik kırsal yaşam tarım alanlarının sulama düzenekleri ile ortaya çıkar. Bu devlet idaresi biçiminde merkezi, hiyerarşik denetim talep etmek değildir. Bu bir çeşit eşgüdüm ihtiyacından dolayıdır ki farklı araçların çeşitliliği yoluyla sağlanmış bir örgütlenmedir. Bu eşgüdüm çoğunlukla oldukça yerel bir denetimi kurma sorunudur da.
Karmaşık bir bahçecilik ya da tarımın devlet oluşumunda temel önemde olmasının farklı nedenleri vardır. İlk bahçecilik, avcılık ve toplayıcılıktan çok daha verimli ya da etkili değildi fakat insanlar evcil hayvan ve bitki yetiştiriciliğine daha fazla bağımlı olduklarında tarımsal teknikler ve ekilecek tohumların geliştirilmesine harcanan çabadan dolayı ürün arttı. Bu sadece gittikçe artan bir nüfusa olanak sağlamadı; aynı zamanda birkaç kişiye de kendi gıdalarını üretmeye çabalamayı değil ama uzman olma, ustalaşma sonucunu doğurdu. Dahası bu küçük bir azınlığa soylular ve idarecilerden oluşan aylak bir sınıf olmak için zemin sağladı.
Tarım alanları için sulama düzenekleri yanında evcil hayvan ve bitki yetiştiriciliğine bağlı olmak tarlaların ve canlı hayvanların değerlerini de yükseltti. Özellikle akrabalık bir tarlaya sahip olmak hakkı için yeterli değildi. bazı kişiler diğerlerinden daha fazla tarla elde edebiliyorlardı.
Bazıları da diğerlerini manipüle edebilme yetenekleriyle, olağanüstü güçleri yoluyla ya da daha az başarılarından dolayı bir araya getirdikleri alıcıları kendilerine borçluluk duygusu içinde minnettar kılmak yoluyla varlıklı Büyük Adam oldular. Büyük Adamlar toprak sahipleri oldular; tarım hiyerarşiyi güçlendirdi. Tarım aynı zamanda son beşbin yılda insanlığın en kalabalık tek bölümü olan köylüleri ortaya çıkardı. Köylünün köy hayatının bütünüyle iç karartıcı olmasa da sefalet, hastalık ve güvencesizlikle karakterize edilmiş olduğunda herkes hemfikirdir.
Çalışma küçültücü bir anlamda köylülüğün ortaya çıkmasıyla birlikte icat edilmiştir. köylünün çalışması sadece uzun değildir aynı zamanda yorucu ve çoğunlukla bir angaryadır.
Köylü sürekli efendisi tarafından taciz edilir. Binlerce yıllık hizmetiyle herhangi bir devlet için zorunlu bir malzeme olmuş yordamına uygun itaatkar köle bu süreçte ortaya çıkmıştı. Köle mantığının daha zekice olan yöntemlerle daha iyi bir biçimde sağlamlaştırıldığı varsayılmıştır ve köylü topluluklarında boyun eğmeyi bütünüyle öğrenmeyenler, herhangi bir isyancı ruh başka mücadelelerle yüceltilebilen yerler olan kentlere göç ettirilmesi yoluyla bir atığa dönüştürülür.
Çeviren: Alişan Şahin
Views: 42