Hadisler ve Zeytinler – Nurşin Altunay

3
5318

“Bence hadis doğru yani sahih hadis olabilir.  Bahsedilen ağaç zeytin ağacı mıdır, bilmiyorum. Olabilir de. Olmayabilir de. Sonuçta ağacın kendisinin değil, simgelediği şeyin önemi var. Eğer gargat ağacı dikenli bir ağaç ise evet zulmü yapanları ve besleyenleri ve gizleyenleri simgeliyordur.”

Kur’an-ı Kerim’de adı geçmesine ve hatta üzerine and içilecek kadar kutsanmasına rağmen bir hadise dayanarak bazı insanlar arasında zeytin ağacına karşı bir nefret oluştu ve bu nefret yayılması durmuyor.

Deniliyor ki Yahudiler ve Müslümanlar savaşmadan kıyamet kopmayacak. Bu savaş esnasında Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak. Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçlar: “Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür” diyecek (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25).

Hadis özetle bu şekilde, bir kaç kişi tarafından aktarılmış benzer hadisler de var.  Bahsedilen gargat ağacının zeytin ağacı olduğuna dair bir iddia var. Hatta iddiadan da fazlası, körü körüne bir inanma ve bunu kesin bilgi olarak kabul etme hali bir ağacı bile düşman bellemeye sebep oluyor.

Hep beraber maruz kaldığımız yıkım politikalarının zeytin ağaçlarının payına düşen kısmında, bu hadis dayanak gösterilerek sosyal medyada bir takım boykot çağrıları yapıldığına, hem bir ağaca, hem bir halka karşı nefrete nefret eklendiğine şahit olduk ve şahitliğimiz de devam ediyor..  Körüklenen nefretin altında ırkçılık yatıyor. O kadar koyu bir  ırkçılık ki bu, Yahudilerden nefret ediliyorsa, onları saklayacak olan ağaçtan da nefret etmek gerekiyor.  Amaç elbette bu hadise inanıp arkasına saklanacak ağaç bırakmamak değil. Rant uğruna yapılmak istenen her şeye bir kılıf uyduruluyor. Durumu normalleştirmek için böyle bir manipülasyona başvuruluyor ve yaratılan ortak düşmanlar kitleyi yönetmek için de ustaca kullanılıyor. Diğer yandan da yüksek kamu yararından söz ediliyor. Kendini kamunun köşe taşı sanan ve kendi yararına olduğu söylenen her şeyi koşulsuz savunan kişiler hiç bir şeyi sorgulama gereği duymuyor.

Burda bahsedilen gargat ağacı gerçekten zeytin ağacı mıdır? Fikir birliği yok aslında. Gargat ağacı Filistin topraklarında yetişen dikenli bir çalıdır, diyenler de var ama pek çok kişi için bunun hiç bir önemi bulunmuyor. Nefretlerini zeytine yöneltmeye çok hazır gibiler. Hazır yazılmış öyküyü dinlemek ve yaymak daha kolay geliyor. Yaygın ve hadise inancı pekiştiren hikayede İsraillilerin bu hadisi çok ciddiye aldıkları, arkasına saklandıkları zaman ses çıkarmayacak olan bu ağacı bol bol diktikleri ve milli ağaçları haline getirildikleri anlatılıyor. O halde hazırlanılsın kıyamete, bu ses çıkartmayacak, hain ağaç yok edilsin, di mi ama?

Diyelim ki gargat ağacı zeytin ağacı, diyelim ki hadis  %100 gerçek (sahih) ve Hz. Muhammed gerçekten de böyle dedi. Acaba baştan sona yanlış anlaşıldığı, bazı cümlelerin yazıldığı gibi okunamayacağı, manasının derin olabileceği düşünülemez mi?  “Sana mana dilinden anlama gücü verdim. Taşla konuş.” cümlesindeki mana dili hakkında birazcık düşünülemez mi? Aslında ben hadisin gerçek olabileceğini düşünüyorum. Ama benim okumam çok başka ve benim okuduğum şekli bende nefret uyandırmıyor, ağaç katliamı yapma isteği oluşturmuyor, tam tersine “Muhteşem bir öngörü var bu hadisin içinde.” dedirtiyor.

Benim Yahudi insanlarla herhangi bir derdim olamaz. Herhangi bir nefretim, kızgınlığım da yoktur. Zulme ortak olan herkese elbette tepkim vardır ama bu zulme ortak oldukları içindir, Irkları, dinleri için değildir ve tüm bir halkın karalanması durumlarına da son derece tepkiliyimdir.

Bu açıklamadan sonra şunu söylemem gerekiyor. Bu hadiste Yahudi halkından bahsedildiğini hiç sanmıyorum. Devletlerden, kurumlardan, rezil bürokratlardan, küresel sermayeden bahsediliyor bence.

Benim hadis açıklamam şu şekilde:

Gitgide tırmanan savaşlar ve acılar karşısında taşlar ve ağaçlar bile dile gelecek. Yani acı o kadar büyük, o kadar dayanılmaz bir hale gelecek ki, tüm insanlar ve dağ, taş, orman bir araya gelip direnecek. İnsanın ve yaşamın hiç bir kıymetinin olmadığı, sadece güç ve paranın önemli bulunduğu bu arenada elbette birileri bu zulmü ve zulmü yapanları gizlemeye çalışacak. Bu yapılmıyor mu? Yani bir sürü zulüm çeşitli şekillerde gizlenmiyor mu? Bazen de küçültülüyor, normalleştiriliyor. Dev şirketler dünyayı, yaşamı mahvetmiyor mu? Köle düzeni modernize edilmiş bir şekilde devam etmiyor mu? Şirketler, devletler doğayı, doğal kaynakları yağmalamıyor mu? Kapitalizm bizim nasıl düşüneceğimize, ne giyip ne yiyeceğimize, neye ihtiyacımız olduğuna karar vermiyor mu?  Bizler bir sürü şeyin farkında değiliz. Bizden bir sürü şey ustaca gizleniyor. Kolaylıkla manipüle ediliyoruz. Yönetiliyoruz, her anlamda yönetiliyoruz hem de. İşte bu gargat ağacı değil mi? İşte bu kapitalizm değil mi?

Bence hadis doğru yani sahih hadis olabilir.  Bahsedilen ağaç zeytin ağacı mıdır, bilmiyorum. Olabilir de. Olmayabilir de. Sonuçta ağacın kendisinin değil, simgelediği şeyin önemi var. Eğer gargat ağacı dikenli bir ağaç ise evet zulmü yapanları ve besleyenleri ve gizleyenleri simgeliyordur.  Çünkü onlar suskun. Çünkü onlar zalimi ele vermezler. Bahsedilen ağaç zeytin ağacı ise şayet, o zaman da bu gizleme durumlarındaki masum görünmeyi sağlayan maskeleri gösteriyordur. Küresel sermaye ve devletler kendilerini aklamak, temiz ve muhteşem görünmek için hep masumları kullanıyor. Zeytin ağacı da masum bir şey. Biz onların temiz maskelerine kanıyoruz. Biz çocuk katillerinin tatlı bir çocuğun başını okşadığı fotoğraflarını gerçek sanıyoruz. Biz en ince, en zayıf, en  masum taraflarımızdan vuruluyoruz.

Zeytin masumdur. Masum olmayan nefret duyma halidir, nefrette kalmak isteğidir ve nefretten çıkışı bulamamaktır. Masum olmayan yaşamı yok etme biçimleridir, inançları rant için kullanmak, mana dilinden anlamamak, herkesi ve her şeyi sağladığı fayda üzerinden değerlendirmektir. İşte hadiste işaret edilen gargat ağacı tam da budur. Gerçekleri çarpıtan, gizleyen, bilgiyi saklayan her durum gargat ağacıdır.

Nurşin Altunay

Visits: 639

3 YORUMLAR

  1. ***Deniliyor ki Yahudiler ve Müslümanlar savaşmadan kıyamet kopmayacak. Bu savaş esnasında Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak. Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçlar: “Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür” diyecek (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25).*****
    Hocam hadisin doğruluğuna inanıyor musunuz? Kendi fikrim şahsen inandırıcı gelmiyor. Dinimiz de yahudileri öldürün demiyor ki. Zalimlere karşı olun diyor. Kaldı ki bir ağaç yahudi arkamdadır diyecek kadar da dinimiz ile çelişen bir kısım hem ve inandırıcı görmüyorum hadisi. Hadis gerçek değildir demiyorum ama inandırıcı gelmiyor. Herşeye inanmayalım. Gerçekten de akıl dışı bir hadis ve islam akıl dinidir diyoruz.
    Buradaki hadisle kıyasladığımızda akıl dışı söylemler olarak görüyorum.

  2. Evet tam bir gargat ormanında yaşadığımız içn nefes bile alamadan yaşıyoruz,,bir çok kişi yaşadığının bile farkında değil kendini kimliğinden ibaret sanıyor,,öz benlik duygusunu hissetmek bile mümkün olmuyor.?

  3. Hadislerin hepsinin doğru olduğunu söyleyemeyiz. Bazı hadislerin kasıtlı (bilinçli) olarak değiştirildiğini düşünüyorum. Öyle hadisler var ki okuduğunuz zaman gerçekten de aklımızın alamayacağı türden hadislerin olduğuna şahit olabiliyoruz.
    Örneğin cubbeli nin canlı yayında (haber türk kanalında ve bakabilirsiniz de) kertenkeleyi bir vuruşta öldürmenin 100 sevabının olduğunu söylemişti. Kaynak olarak buhari, Tirmizi, Ebu davud diyerek doğruluğunu pekiştirmeye çalışıyordu kendince.
    Halbu ki dinimiz de denilir ki: Onlar (Hayvanlar) benim yer yüzündeki sessiz kullarımdır (Diyen yüce Mevlamız). Sakın onlara (Hayvanlara) kötü davranmayınız.
    Her hadise inanmayın. Araştırın. Zaten İslam dini akıl dinidir.
    Güzel konu için ayrıca teşekkür site yönetimine.

Akblog için bir yanıt yazın İptal

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz