“Bu kulenin alt katında Baba Cafer Türbesi bulunuyor. Kuleye de çok uzun zamandır Baba Cafer Kulesi deniyor. Baba Cafer, Hz. Hüseyin’in soyundan gelen, Bizans’a elçi olarak gönderilen, Bizans imparatoruna Müslümanların ve Hristiyanların arasındaki sokak çatışmalarında öldürülen Müslümanların cenazeleri sokakta bırakılıyor, diye sitem eden”
İstanbul’da yaşayan veya İstanbul’u ziyaret edenlerin içinde Eminönü’ne gitmemiş, Zindan Han önünden geçmemiş olan var mıdır acaba? Bizans surlarından kalan tek kale, Zindan Han’ın hemen yanında, ona bitişik olarak duruyor. Yapıldığı tarih bilinmiyor. Otoparkın içinde kalmış, eski bir kalıntı gibi görünüyor. Herhalde sadece bilenler ilgi gösteriyor.
Bu kulenin alt katında Baba Cafer Türbesi bulunuyor. Kuleye de çok uzun zamandır Baba Cafer Kulesi deniyor. Baba Cafer, Hz. Hüseyin’in soyundan gelen, Bizans’a elçi olarak gönderilen, Bizans imparatoruna Müslümanların ve Hristiyanların arasındaki sokak çatışmalarında öldürülen Müslümanların cenazeleri sokakta bırakılıyor, diye sitem eden, imparatora kafa tuttuğu için zindana atılan biri. Hayatını bu zindanda kaybetmiş. Çeşitli kerametler göstermiş ve hatta zindancı bu sebeple Müslüman olmuş, Baba Cafer’in yanına gömülmüş deniyor.
Baba Cafer Kulesi, Bizans surlarından kalan tek kule olarak elbette çok önemli bir yapı. Ne zaman yapılmış bilinmiyor. Bizans zamanında da zindanmış, Osmanlı zamanında da zindanmış. Çok uzun yıllar, yaklaşık 200 yıl kadar kadın mahkûmlar buraya hapsedilmiş. Çok kötü şeyler yaşanmış burada. Öyle ki bu suistimaller Osmanlı Devleti’nde ilk kez bir hapishane reformu yapılmasına sebep olmuş.
Baba Cafer zindanında hapis edilmiş borçlulara iaşe verilmediği için buradaki mahkûmlar gelenden geçenden sadaka istermiş. Mahkumlar, pencereden dertlerini uzun uzun anlatır, bir hayırsever borçlarını öder ve böylece serbest bırakırlar diye beklerlermiş. Bazen biri bir mahkûma acır, onun borcunu ödeyerek serbest bırakılmasını sağlarmış. Baba Cafer Türbesi hala bugün çocuk sahibi olmak isteyenler tarafından ziyaret ediliyor. Eskiden buraya gelip dilek dileyenler, dilekleri gerçekleştiği vakit tekrar türbeyi ziyaret eder, bazıları üst kattaki mahkûmlara sadaka verirmiş. Böyle sürer gidermiş hayat.
Fotoğraf Baba Cafer türbesinin bugünkü hali.
Melchior Lorichs 1554’te İstanbul’a gelmiş ve kentin bir panoramasını yaparken Baba Cafer zindanının penceresinden sepet sarkıtan mahkûmu da resmetmiş.
Views: 66